EPC 65 VE UYGULAMA YÖNETMELİĞİ 12. MADDESİNİN UYGULANMASI TARTIŞMASI

 6769 SAYILI SINAİ MÜLKİYET KANUNUNUN 107. MADDESİ, AVRUPA PATENT SÖZLEŞMESİ’NİN 65. MADDESİ VE UYGULAMA YÖNETMELİĞİ 12. MADDESİNİN UYGULANMASINA DAİR BİR YARGI KARARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

 Bu yazıda, bir Avrupa Patentinin, Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarına, 3 aylık hak düşürücü süre geçirildikten sonra girmesi halinde, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 107. Maddesinin uygulanabilirliği hususunun tartışıldığı bir Yargıtay kararı değerlendirilmiştir. Yargıtay Kararı değerlendirmesi öncesinde konuya ilişkin yasal düzenlemelere değinilmesinde fayda bulunmaktadır.

SMK 107. Madde; işlemlerin devam ettirilmesi ve hakların yeniden tesisi başlıklı olup; içeriği aynen

“(2) Patent başvurusu veya patent sahibi tarafından, patent başvurusu veya patentle ilgili işlemlerde şartların gerektirdiği özen gösterilmesine rağmen, uyulması gereken bir süreye uyulamamasının patent başvurusunun reddine, geri çekilmiş sayılmasına, 99 uncu madde uyarınca patentin hükümsüz kılınmasına veya diğer herhangi bir hakkın kaybına yol açması hâlinde, hakların yeniden tesisi talep edilebilir. Bu talep, uyulamamış olan sürenin bitiminden itibaren bir yılı geçmemek üzere, süreye uyulamama nedeninin ortadan kalkmasından itibaren iki ay içinde ücreti ödenerek yapılır. Aksi takdirde bu talep reddedilir. Talebin kabul edilmesi hâlinde süreye uyulmamış olmanın getirdiği hukuki sonuçlar doğmamış sayılır.

(3) Hakların yeniden tesis edilmesi hâlinde bu durum Bültende yayımlanır. Hakların kaybından başlamak üzere bu hakların yeniden tesisine ilişkin kararın yayımına kadar geçen sürede patent konusu buluşu iyiniyetli olarak Türkiye’de kullanan veya kullanım için ciddi ve gerçek tedbirler alan kişiler, sahip oldukları işletmenin makul ihtiyaçlarını giderecek ölçüde buluşu ücretsiz olarak kullanmaya devam edebilir.” şeklindedir.

 SMK 107. Maddesinde açıklanan hakların yeniden tesisi müessesinin benzeri, EPC’nin de 122. Maddesinde düzenlenmiştir. EPC’nin “Hakların Yeniden Tesisi” başlıklı 122. maddesinin 1. fıkrası, “Şartların gerektirdiği tüm özeni göstermesine rağmen, Avrupa Patent Ofisi’nin belirlediği bir süreye uymamış̧ bir Avrupa patenti başvurusu veya patent sahibi, bu süreye uymama; Avrupa patent başvurusunun veya bir talebin reddi veya Avrupa patent başvurusunun geri çekilmiş̧ olduğunun sayılması veya Avrupa patentinin hükümsüz kılınması veya diğer herhangi bir hakkın ve telafi araçlarının kaybına yol açan doğrudan bir sebep ise, talebi üzerine haklarını yeniden tesis ettirebilir.” şeklindedir.

EPC 64/1 fıkrası aşağıdaki hükmü;

“Bir Avrupa Patenti, 2. Paragraf hükümleri uyarınca, patent belge yayımı tarihinden itibaren, patentin verildiği üye ülkelerde patent sahibine, o ülkede verilmiş olan bir ulusal patentin verdiği hakları sağlar.” şeklindedir.

 EPC 65. maddesi aşağıdaki hükmü;

“(1) Avrupa Patent Ofisi tarafından verilmiş̧, değiştirilmiş̧ veya kısıtlanmış̧ bir Avrupa Patenti, herhangi bir Taraf Devletin resmi dillerinden birinde hazırlanmamışsa, bu Devlet, patent sahibinden, verilmiş̧, değiştirilmiş̧ veya kısıtlanmış̧ patentin bir çevirisini, patent sahibinin tercih ettiği Taraf Devletin resmi dillerinden birinde veya o Devlet resmi dillerden özellikle birinin kullanımını belirlemişse o dilde, kendi Merkezi Sınai Mülkiyet Ofisine vermesini isteyebilir. Çevirinin verilmesi için gerekli olan süre, ilgili Devlet daha uzun bir süre belirlememişse, Avrupa patentinin verildiğinin, değiştirilmiş̧ veya kısıtlanmış̧ haliyle devam edeceğinin Avrupa Patent Bülteninde yayımından itibaren üç̧ ay sonra sona erer.

2) Paragraf 1’e uygun olarak düzenleme yapan herhangi bir Taraf Devlet, patent sahibinden, çevirilerin yayın masraflarının, belirleyeceği bir süre içinde, tamamının veya bir kısmının ödenmesini isteyebilir.

3) Herhangi bir Taraf Devlet, paragraf 1 ve 2 uyarınca düzenlenen hükümlere uyulmadığını tespit ederse, Avrupa patentinin o devlette, başından beri geçersiz kabul edileceğine dair düzenleme yapabilir.” şeklindedir.

EPC 65/1 fıkrası, validasyon yapılması talep edilecek ülkenin, verilmiş bir Avrupa Patentinin kendi resmi dillerinden birinde düzenlenmemiş olması halinde, tercümesinin validasyon yapılacak ülkenin Merkezi Sınai Mülkiyet Ofisi’ne, patentin verildiğinin Avrupa Patent Bülteninde yayımlandığı tarihten itibaren “ÜÇ AY” içinde sunulmasını zorunlu kılmaktadır.

EPC 66. maddesi aşağıdaki hükmü;

“Avrupa Patent Başvurusunun ulusal başvuru ile eşdeğerliği bir başvuru tarihi almış bir Avrupa Patent Başvurusu, belirlenmiş üye ülkelerde, ulusal başvuru ile eşdeğerdir ve bu rüçhan hakkı talep edilmesi durumunda da geçerlidir.” ve,

EPC 67/1 ve 2. fıkra hükümleri;

(1) Bir Avrupa patent başvurusu, yayınlandığı tarihten itibaren, başvuru sahibine belirlenmiş devletlerde geçici olarak, 64’üncü madde uyarınca koruma sağlar.

(2) Her Üye Devlet, Avrupa patent başvurusunun 64’üncü madde ile verilen gibi bir koruma hakkını sağlamayacağı hükmünü getirebilir. Ancak, yayınlanmış Avrupa patent başvurusuna ait koruma, ilgili Devlet yasalarının incelenmemiş ulusal patent başvurularının zorunlu yayınından oluşan korumadan daha az değildir. En azından her üye Devlet başvuru sahibine, Avrupa Patent Başvurusunun yayımı tarihinden itibaren, o ülkede buluşu kullanan kişilerden, kendi hukuklarına göre, tıpkı ulusal bir patentin ihlal edilmiş olduğunun kabul edilebileceği durumlar için uygun bir tazminat talebi hakkı verir.” şeklindedir.

Her ne kadar Avrupa Patent Sözleşmesinin 64/1. fıkrası; “Bir Avrupa Patenti, 2. Paragraf hükümleri uyarınca, patent belge yayımı tarihinden itibaren, patentin verildiği üye ülkelerde patent sahibine, o ülkede verilmiş olan bir ulusal patentin verdiği hakları sağlar” ve 67/1. fıkrası “Bir Avrupa patent başvurusu, yayınlandığı tarihten itibaren, başvuru sahibine belirlenmiş devletlerde geçici olarak, 64 üncü madde uyarınca koruma sağlar” şeklinde düzenleme içermekteyse de, 67/2. fıkra “Her Üye Devlet, Avrupa patent başvurusunun 64 üncü madde ile verilen gibi bir koruma hakkını sağlamayacağı hükmünü getirebilir.” şeklindedir.

EPC’de yer alan düzenlemeler gereğince, herhangi bir Avrupa Patentinin bir üye ülkede geçerlilik koşulları, o ülke mevzuatına bırakılmıştır. Bu hususa ilişkin olarak ülkemizde yürürlükte olan mevzuatta yer alan düzenlemeler aşağıda açıklanmaktadır.

SMK’nın 107/2. fıkrasına göre, patent başvurusu veya patent sahibi tarafından, patent başvurusu veya patentle ilgili işlemlerde şartların gerektirdiği özen gösterilmesine rağmen, uyulması gereken bir süreye uyulamamasının patent başvurusunun reddine, geri çekilmiş sayılmasına, 99 uncu madde uyarınca patentin hükümsüz kılınmasına veya diğer herhangi bir hakkın kaybına yol açması hâlinde, hakların yeniden tesisi talep edilebilecektir. Maddenin 6769 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması dikkate alındığında, bu madde hükmünün uygulanabilmesi için iki asgari koşulun birlikte varlığı gerekmektedir:

Bu iki asgari koşul;

  • Türkiye’de geçerli bir patent başvurusunun veya patentin olması,
  • Bir hak kaybının oluşması

Durumudur.

Bu itibarla, EPC’nin 122. maddesinin, 6769 sayılı SMK’nın 107/2. fıkrasının uygulanmasında herhangi bir kısıtlamanın bulunmadığı, yukarıda yer verilen yasal düzenlemelerden açıkça ortaya çıkmaktadır.

EPC 65/1. Fıkrasında, sözleşmeye taraf devletlerin tescil edilen Avrupa patentlerinin tercümesinin sunulması için süre öngörebileceğinden bahsedilirken, söz konusu sözleşmenin 65/3. fıkrasında, 1. fıkradaki hükümlere uyulmaması halinde başından beri geçersiz kılınacağından söz edilmektedir.

Avrupa Patentlerinin Verilmesi İle İlgili Avrupa Patent Sözleşmesinin Türkiye’de Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmeliğin, “Avrupa Patentinin Etkisi” başlıklı 11. Maddesi;

“Türkiye’nin seçildiği bir Avrupa patenti, bu Yönetmeliğin 12 nci ve 13 üncü maddelerindeki koşulların sağlanması şartıyla, Avrupa Patent Ofisi tarafından, Avrupa patentinin verildiğine ilişkin ilanın yapıldığı tarihten itibaren, Türkiye’de verilen bir ulusal patent olarak kabul edilir.” ve Yönetmeliğin 12/son fıkrası;

“Türkçe çevirinin, Kuruma öngörülen süre içerisinde verilmemesi veya ücretinin ödenmemesi halinde, Avrupa patenti Türkiye’de başından beri geçersiz kabul edilir.” düzenlemesini içermektedir.

Bu yasal düzenlemelere dayalı olarak Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde açılan Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararı iptal davasında mahkemece yapılan yargılama sonunda,

“… davaya konu YİDK kararının, uluslararası mevzuat açısından eksik değerlendirme içerdiği ve uluslararası mevzuat ve ulusal uygulama çerçevesinde validasyon süresi için hakların yeniden tesisi talebinin geçerli bir talep olarak değerlendirilmesinin yasal dayanaklarının mevcut olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır”

Gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

Anılan kararın kaldırılması için istinaf yoluna başvurulmuş ise de, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından;

“ …Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve 6769 sayılı SMK nın geçici ½ maddesi uyarınca, dava konusu uyuşmazlıkta başvurunun ulusal aşamaya girdiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerinin uygulanacağı, mahkemece davacının anılan yasanın 107/2. Maddesi uyarınca hakların yeniden tesis edilmesi talebinin kabul edilmesinin gerektiğine ilişkin gerekçesinin de hukuka uygun bulunduğu, zira EPC’nin 65. Maddesi uyarınca, başvuru tarihi almaya hak kazanmış bir Avrupa Patent başvurusunun, seçilmiş ülkelerde ulusal bir başvuru statüsü kazanmış olacağı anlaşılmakla, davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir”

Yolunda karar verilmiştir.

Kararın temyiz edilmesi üzerinde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2022/1… E ve 2023/5… K sayılı ilamında aşağıdaki tespitlere yer verilerek;

“…Öte yandan mahkemenin kabulüne göre de, 6769 sayılı Kanun’un geçici I inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, dava konusu uyuşmazlıkta başvurunun ulusal aşamaya girdiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri ve “İşlemlerin devam ettirilmesi ve hakların yeniden tesisi” başlıklı 6769 sayılı Kanun ‘un 107 nci maddesi olduğu değerlendirilmiştir. 6769 sayılı Kanun, 10 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe girmiş ve daha önce dört ayrı Kanun Hükmünde Kararnameyle (KHK) korunan marka, patent-faydalı model, tasarım ve coğrafi işaretler 6769 sayılı Kanun kapsamında birleştirilmiştir. 6769 sayılı Kanun’un yürürlüğe girişi ile mülga olan 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (Mülga 551 sayılı KHK) 4 üncü maddesinde ve EPC Türkiye Uygulama Yönetmeliği’nin 5 inci maddesinde EPC ile Kanun Hükmünde Kararname arasında herhangi bir aykırılık olınası durumunda EPC hükümlerinin uygulanacağı esas alınmıştır. Böylece Mülga 551 sayılı KHK’de

“İşlemlerin devam ettirilmesi ve hakların yeniden tesisi” müessesesine yer verilmemiş olsa da bu müesseseye EPC’nin 122 nci maddesinin “Hakların Yeniden Tesisi” başlığı altında yer verildiğinden anılan KHK’nin 4 üncü maddesi ve EPC Türkiye Uygulama Yönetmeliği’nin 5 inci maddesi kapsamında başvurucuların bu müessesenin uygulanmasını talep edilebileceği açıktır. Dolayısıyla 6769 sayılı Kanun’un yürürlüğe girişi ile hüküm altına alınmış olan 107 nci madde esasen EPC’nin “Hakların Yeniden Tesisi” başlıklı 122 nci maddesi ile uyumlu olarak düzenlenmiştir. Nitekim 6769 sayılı Kanun’un 107 nci maddesi gerekçesinde de bu madde ile özellikle Patent Kanunu Anlaşması ve Avrupa Patent Sözleşmesi hükümleri gözönüne alınarak düzenlendiği açıklayarak yasa koyucu düzenlemenin EPC’nin 122 nci maddesi çerçevesinde hüküm altına alındığını işaret etmiştir. EPC’nin 122 nci maddesinin son fıkrası olan altıncı bendinde ise “Bu maddede belirtilen hiçbir husus, bir Taraf Devletin, bu Sözleşmeyle sağlanan süreler uyarınca hakların yeniden tesis edilmesi ve bu hakların o devletin yetkili makamları tarafından gözden geçirilmesi hakkını kısıtlayamaz.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu itibarla EPC, bu sözleşmeyle sağlanan süreler uyarınca gerek 65 inci maddesi gerekse 122 nci maddesi kapsamında, taraf devletlerin hakların uygulanmasına yönelik düzenleme hakkı hususuna ve o devletin yetkili makamları tarafından bu hakların gözden geçirilmesinin kısıtlanamayacağı hususuna vurgu yapılmıştır. Başvurunun süresinde yapılmış olması durumunda dahi hakların yeniden tesisi talebi üzerine başvurucunun, Türkiye’nin EPC’nin 65 inci maddesi ve EPC Türkiye Uygulama Yönetmeliği’nin 12 nci maddesinde düzenlenen haklarına uyulmama gerekçesinin davalı kurum tarafından gözden geçirme hakkı kısıtlanamayacağından, başvurucunun Avrupa patentinin verildiğinin ilan edildiği tarihten itibaren üç ay içinde ulusal aşamaya başvurmadığı da değerlendirildiğinde, başvurucunun ulusal aşamaya geç başvurmasının gerekçelerinin gözden geçirilmeden karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde kararın bozulması yolunda hüküm kurulmuştur.

Söz konusu karar, 3 aylık hak düşürücü süreden sonra Türkiye’ye giriş yapan bir Avrupa Patentinin, baştan itibaren geçersiz kabul edilmesi sonrasında, hakların yeniden tesisi talebinin, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından reddedilmesi nedeniyle açılan davanın kabulü ve istinaf başvurusunun reddi sonrasında verilen Yargıtay ilamıdır.

Yukarıda değinilen Yargıtay kararında, ülkemizdeki yasal düzenleme ile kurumun takdir hakkının bulunduğu, sadece yasal süre içinde başvurunun yapılmaması halinde, bu durumun gerekçelerinin gözden geçirilmesi gerektiğine vurgu yapılmaktadır.

Anılan Yargıtay kararı dikkate alındığında, patent sahibinin gereken tüm dikkat ve özeni göstermesi, bu dikkat ve özeni gösterdiğini ciddi kanıtlarla ortaya koyması gerektiği açık hale gelmiştir.

 

Av. Samiye EYUBOĞLU

 

 

tr_TRTurkish