TÜRK HUKUKUNDA YENİ KANUN YOLU
Davayı kaybettim. Şimdi ne yapacağım?
Bugüne kadar dava aleyhine sonuçlanan taraf, kararı temyiz etme hakkına sahipken, Temmuz 2016’da yeni bir kanun yolu yürürlüğü girmiştir. Biz de yalnızca hukuk camiasını ilgilendiren güncel bir konuyu değil, günden güne Türkiye’yi adapte etmeye çalıştığımız “AB kriterleri” arasında en önemlisi olan hukuk sistemimizde uygulanmaya başlanan yepyeni bir hukuk yolunun haberini paylaşmak için sabırsızlandık!
Avrupa’da yaygın olarak yerleşik, Türk Yargı sistemine ise planlandığı 2004 yılından 12 yıl sonra 2016 da merhaba diyen istinaf kanun yolu, “ikinci derece mahkemelerinde yargılama” olarak kabul edilmiştir. Yani, davaların görüldüğü ilk mahkemeler olan “ilk derece mahkemeleri” ile bu mahkemelerin aldığı kararların temyiz edildiği Yargıtay aşaması arasına yeni bir yargı yolu olan istinaf eklenmiştir. İstinaf yargılaması Bölge Adliye Mahkemeleri(BAM) tarafından yapılmaktadır. Nasıl ki bir davayı kaybeden tarafın belli şartlar altında kararı temyiz etme yani Yargıtay’a götürme imkanı var ise, artık yine belli şartlar sağlandığında direk Yargıtay’a değil, öncesinde BAM’a başvurma imkanı gelmiştir. Hükümleri usul kanunumuzda yer alan bu yargı yolunun amacı uyuşmazlıkların denetimini arttırmak, en az hata ile sonuca ulaşılmasını sağlamak ve Yargıtay’ın iş yükünü azaltmaktır.
Telaffuzundan anlaşıldığı üzere istinaf ‘Arapça’ kökenli bir kelime olup “Yeniden başlamak” anlamına gelmektedir. Yeni bir kanun yolu olarak ise istinaf, ilk derece mahkemesinin verdiği kararı kabul etmeyerek bir üst mahkemeye başvurup “feshini” isteme anlamına gelmektedir.
Kısaca, BAM’lar maddi olayın tespitinde hata görürlerse, yerel mahkemenin verdiği hükümle bağlı olmaksızın davaya yeni baştan bakacak ve iki tip karar vereceklerdir. Yargıtay’daki gibi ilk derece mahkeme kararını doğru bulursa “onama” yanlış bulursa “bozma” kararı değil, yerine “istinaf talebinin reddi” veya “kararı kaldırma” kararları verilecektir.
Kullanımda ne gibi sonuçlar doğuracağını anlayabilmek için uzunca süreye ihtiyaç olmakla beraber; dileriz ki yıllarca bekleyen dosyaların sayısı azalır ve adil kararlar alınmasında yeni bir yol olur.
Av. Gizem KARPUZOĞLU & Av. Başak ÖZTÜRK
Komag, 14.2.2017, “PEKİ AMA NASIL?”