PATENT VE FAYDALI MODEL BELGELERİNİN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ VE TECAVÜZ HALLERİ
1- GİRİŞ
Ülkemizde buluşların korunmasına ilişkin “Patent Haklarının Korunması Hakkındaki 551 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname” 27 Haziran 1995 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Söz konusu KHK ile buluşlar patent veya faydalı model belgesi ile korunmaktadır. Her iki koruma biçimi de buluşların korunması ile ilgili olmakla birlikte; özellikle belgenin verilme kriterleri; başvuru sonrasında belgenin verilmesine kadar geçen süre içindeki işlemler ve koruma süreleri açısından farklılık göstermektedir.
Bu bildiride, Türkiye’de patent ve faydalı model hakları ile ilgili uygulamalar;
-Patent ve Faydalı Model belgelerinin verilme kriterleri ve başvuru sonrasındaki işlemler;
-Buluşların patent veya faydalı model belgesi ile korunmasının karşılaştırmalı değerlendirmesi,
-Patent veya Faydalı Model Belgesi ile korunan buluşun koruma kapsamı
-Patent ve faydalı Model Belgelerinin hükümsüzlük halleri,
-Tecavüz halleri
hukuki ve teknik açıdan örneklerle değerlendirilmiştir.
2- PATENT VE FAYDALI MODEL BELGELERİNİN VERİLME KRİTERLERİ VE BAŞVURU SONRASINDAKİ İŞLEMLER
Patent verilerek korunabilecek buluşlarda;
-Dünyada yenilik,
-Sanayiye uygulanabilirlik, ve
-Buluş basamağı (tekniğin bilinen durumun aşılması)
kriterlerinin bir arada olması şarttır.
Faydalı model belgesi ile korunabilecek buluşlarda ise;
-Dünyada yenilik, ve
-Sanayiye uygulanabilirlik
kriterlerinin bulunması şarttır.
Herhangi bir patent veya faydalı model başvurusu, usulüne uygun doldurulmuş ve imzalanmış dilekçe ekinde buluşu açıklayan özet, tarifname, korunmak istenen unsurları içeren istemler ve varsa şekillerin Türk Patent Enstitüsü’ne verilmesi ile yapılır. Şekli açıdan eksiklik yok ise başvuru bu aşamadan itibaren işlemdedir.
Söz konusu başvuru faydalı model başvurusu ise, başvuru sahibinin erken yayın talebi üzerine hemen veya başvuru tarihinden (varsa rüçhan tarihinden) itibaren 18 ay sonra yayınlanır ve 3. kişilerin itirazına açılır. Başvuru sahibi, söz konusu faydalı model başvurusunun tarifname ve istemlerini, başvurunun ilk kapsamını aşmamak (genişletmemek) şartı ile faydalı model belgesi verilmeden önce değiştirebilir. Bazı istemleri birleştirebilir veya bazı istemleri çıkartarak koruma kapsamını daraltabilir. Bu değişiklikler itiraz(lar) sonrasında yapılabileceği gibi, belge verilmesinden önce başvuru sahibi tarafından her an yapılabilir. Başvuru sahibi, itiraz(lar)a rağmen kendisine faydalı model belgesi verilmesini de talep edebilir.
Tüm bu açıklamalardan faydalı model belgesi ile korunamayacak nitelikteki buluşlara dahi faydalı model belgesinin verilebildiği anlaşılmaktadır. Erken yayın talep edildiği ve yayına itiraz olmadığı takdirde 7-9 ay içerisinde faydalı model belgesinin verilmesi mümkündür. Erken yayın talebinin olmaması durumunda faydalı model belgesinin verilmesi süreci 24 aya kadar çıkabilmektedir.
Buluşun korunması için yapılan başvuru patent başvurusu ise, başvuru sahibinin araştırma raporu talebi sonrasındaki erken yayın talebi üzerine hemen veya başvuru tarihinden (varsa rüçhan tarihinden) itibaren 18 ay sonra yayınlanır. Patent başvurusu yapılması durumunda, süresi içinde (başvuru tarihinden, varsa rüçhan tarihinden itibaren 15 ay içinde) araştırma raporu düzenlenmesinin talep edilmesi gerekir. Talep sonrası Araştırma Raporu düzenlenir. Daha sonra da inceleme rapor(lar)ı düzenlenir. Başvuru sahibi söz konusu patent başvurusunun tarifname ve istemlerini başvurunun ilk kapsamını aşmamak (genişletmemek) şartı ile her an (araştırma raporu sonrasında veya inceleme raporlarının alınması aşamalarında) değiştirebilir. Bazı istemleri birleştirebilir ya da bazı istemleri çıkartabilir.
Başvuru sahibi araştırma raporunun yayınlanmasından itibaren 6 ay içinde yapılabilecek itiraz(lar)a rağmen kendisine incelemesiz patent verilmesini talep edebilir. Buradan patent ile korunamayacak buluşlara da incelemesiz patent belgesinin verilebildiği anlaşılmaktadır. İncelemesiz patent verilme süresi 2-3 yıl arasında değişmektedir. Bu süre Türk Patent Enstitüsü adına araştırma raporu hazırlanma işlemini yapan araştırma kuruluşuna göre değişmektedir.
Ek-1’de PCT/GB99/03939 başvuru ve WO 00/35184 yayın numaralı “portatif faks makinesi” başlıklı buluşunun yayın sayfası ve Araştırma Raporu yer almaktadır. Söz konusu başvurunun korunması istenen unsurları 11 adet istem ile belirtilmiştir. Araştırma raporu incelendiğinde 1-4 ve 6-11 (1, 2, 3,4, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11) numaralı istemlerinin Y kategorisinde olduğu yani buluş basamağı kriterini karşılamadığı; bir başka ifade ile 5 numaralı istem hariç diğer istemlerin patent verilme kriterlerine uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Bu başvuruya istemlerin bu hali ve bu araştırma raporu ile Türkiye’de incelemesiz patent verilmesi mümkündür. Başvuru sahibi, hazırlanmış olan araştırma raporunu dikkate alarak istemlerini kapsamı genişletmemek kaydı ile yeniden düzenleyip (kapsamı kısıtlayarak), inceleme talep edip, olumlu inceleme raporu alarak, patent alabilir.
İnceleme raporu talebi sonrasında hazırlanan inceleme rapor(lar)ının olumlu olması halinde başvuruya incelemeli patent verilir. Buradan anlaşılan, patent verilme kriterlerine uygun olarak verilmiş patent, incelemeli patenttir. Bir başka ifade ile patent verilme kriterlerine uygun olmayan buluşlara incelemeli patent verilemez. İncelemeli patent verilme süresi 2-5 yıl arasında değişmektedir. Bu süre araştırma ve inceleme kuruluşlarına göre çok daha fazla (6-8 yıl gibi) olabilmektedir.
Ek-2’de PCT/TR 2003/00016 başvuru ve WO 2004/030872 yayın numaralı “Ayaklı robotlar için akışkan transferi ile denge sistemi” başlıklı buluşunun yayın sayfası, İnceleme raporu yer almaktadır. Sözkonusu başvurunun korunması istenen unsurları 17 adet istem ile belirtilmiştir. İnceleme raporu incelendiğinde;
-3, 7 ve 12 – 17 numaralı istemlerin yeni olduğu,
-3, 7 ve 13 – 17 numaralı istemlerin buluş basamağı kriterini karşıladığı,
-tüm (1; 17) istemlerin sanayiye uygulanabilir olduğu
anlaşılmaktadır. Bu başvuruya istemlerin bu hali ve bu inceleme raporu ile 3, 7, 13, 14, 15, 16 ve 17. istemleri için Türkiye’de incelemeli patent verilmesi mümkündür. Başvuru sahibi, hazırlanmış olan inceleme raporunu dikkate alarak istemlerini yeniden düzenleyip (kapsamı değiştirerek), tekrar inceleme talep edip, değiştirilmiş istemler için tekrar olumlu inceleme raporu alarak, patent alabilir.
Ek-3’de PCT/TR 02/00021 başvuru ve WO 03/009252 yayın numaralı “Kalan Yanma Süresini Gösteren Trafik Lambası” başlıklı buluşunun yayın sayfası, Araştırma Raporu ve İnceleme raporu yer almaktadır. Söz konusu başvurunun korunması istenen unsurları 20 adet istem ile belirtilmiştir. Araştırma Raporu incelendiğinde; tüm istemlerin 2 karşı doküman nedeni ile yeni olmadığı ve buluş basamağı kriterini karşılamadığı, bu nedenle patent verilme kriterlerine uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Bu başvuruya istemlerin bu hali ile Türkiye’de incelemesiz patent verilmesi mümkündür. Başvuru sahibi istemlerini değiştirerek istem sayısını 18’e indirmiş ve Ek-3’de yer alan olumlu inceleme raporunu alarak buluşuna patent verilmesini sağlamıştır. Söz konusu buluş Türkiye’de 2003 02049 numaralı incelemeli patent ile korunmaktadır.
3- BULUŞLARIN PATENT VEYA FAYDALI MODEL BELGESİ İLE KORUNMASININ KARŞILAŞTIRMALI DEĞERLENDİRMESİ,
Her ikisi de buluşların korunmasına yönelik olan patent ve faydalı model belgelerinin arasındaki farklar aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.
Faydalı Model İncelemesiz Patent İncelemeli Patent
Aranan Kriterler:
Dünyada yenilik Dünyada yenilik Dünyada yenilik
Sanayiye uygulanabilirlik Sanayiye uygulanabilirlik Sanayiye uygulanabilirlik
Buluş basamağı Buluş basamağı
Araştırma Raporu Düzenleniyor mu?
Hayır Evet Evet
İnceleme Raporu Düzenleniyor mu?
Hayır Hayır Evet
Koruma Süresi
10 yıl 7 yıl 20 yıl
Kriterlere uygun olmama durumunda belge veriliyor mu?
Evet Evet Hayır
İşlem süresi
8-24 ay 1-3 yıl 2-5 yıl
4- PATENT VEYA FAYDALI MODEL BELGESİ İLE KORUNAN BULUŞUN KORUMA KAPSAMI
Herhangi bir buluşun patent ya da faydalı model ile korunan unsurları İstemler adı verilen kısımda açıklanır.
İstemler ile ilgili hükümler 551 Sayılı KHK’nin 47, 83 ve 84 üncü maddelerinde hüküm altına alınmıştır.
Patent ya da faydalı model başvurularının veya verilmiş patent ya da faydalı model belgesinin korunan unsurları İstem veya İstemlerde belirtilir. 551 Sayılı KHK’in 47 inci maddesi hükümlerine göre “İstem veya istemler tarifnamede tanımlanan buluşun kapsamını aşamaz”. 83 üncü madde istem ve istemlerin yorumlanmasına ilişkindir. Bu madde hükümlerine göre;
-İstem veya istemler tarifname ve resimler esas alınarak yorumlanır (1 inci fıkra).
-İstem veya istemler, bir yandan patent başvurusu veya patent sahibine hakkı olan korumayı sağlayacak ve diğer yandan üçüncü kişilere de korumanın kapsamı açısından makul bir düzeyde kesinlik ifade edecek şekilde birlikte yorumlanır (2 inci fıkra).
-İstem veya istemler, kullanılan kelimelerle sınırlı olarak yorumlanamaz. Bununla beraber, patent başvurusu veya patentten doğan koruma kapsamının tesbitinde istem veya istemler, buluşu yapan tarafından düşünülen fakat istem veya istemlerde talep edilmeyen, buna karşılık ilgili teknik alanda uzman birkişi tarafından tarifname ve resimlerin yorumlanması ile ortaya çıkacak özellikleri kapsayacak şekilde kabul edilmez (4 üncü fıkra).
-Patent başvurusu veya patentten doğan koruma kapsamının belirlenmesinde tecavüzün varlığının ileri sürüldüğü tarihte, istem veya istemlerde belirtilmiş unsurlara eşdeğer nitelikte olan unsurlar da dikkate alınır (5 inci fıkra) (eşdeğerler doktrini).
-Tecavüzün varlığının ileri sürüldüğü tarihte, eşdeğer unsur, esas itibariyle aynı işlevi görüyorsa ve bunu aynı şekilde gerçekleştiriyorsa ve istem veya istemlerde talep edilen unsur ile aynı sonucu ortaya çıkarıyorsa, genel olarak istem veya istemlerde talep edilen unsurun eşdeğeri olarak kabul edilir (6 ncı fıkra) (eşdeğerler doktrini).
-İstem veya istemlerin kapsamını belirlemek için patentin verilmesi ile ilgili işlemler sırasında veya patentin geçerliliği süresince, koruma kapsamının belirlenmesinde patent başvurusu veya patent sahibinin beyanları dikkate alınır (7 nci fıkra) (başvuru sahibinin kısıtlayıcı beyanları – file wrapper doktrini).
-Patent, buluşun işlev veya sonuçlarının örneklerini veya buluşun bir düzenlenmesinin örneklerini kapsıyorsa, istem veya istemler bu örneklerle sınırlanmış olarak yorumlanmaz. Özellikle, ürün veya usulün sahip olduğu ilave özelliklerin patentte açıklanan örneklerde bulunmaması, bu örneklerde bulunan özellikleri kapsamaması veya bu örneklerde belirtilen her amaç veya özelliği gerçekleştirememesi hallerinde, ürün veya usul istem veya istemler ile sağlanan koruma kapsamının dışında tutulmaz (8 inci fıkra).
İstemlerin yorumlanmasına ilişkin 83 üncü maddenin yorumu büyük önem taşımaktadır. Bu maddenin yorumlanmasında temel alınması gereken ilke, birinci ve ikinci fıkralarda açıklanan “İstem veya istemlerin tarifname ve resimler esas alınarak yorumlanacağı”, ve “istem veya istemlerin, bir yandan patent başvurusu veya patent sahibine hakkı olan korumayı sağlayacak ve diğer yandan üçüncü kişilere de korumanın kapsamı açısından makul bir düzeyde kesinlik ifade edecek şekilde birlikte yorumlanması gerektiği”dir.
Bu temel ilke gerek patent ve faydalı model belgelerinin verilmesi, gerekse hükümsüzlük talepleri ve tecavüz hallerinin değerlendirilmesi açılarından çok önemlidir. Zira 83 üncü maddenin 7 nci fıkrasındaki “istem veya istemlerin kapsamını belirlemek için patentin/faydalı modelin verilmesi ile ilgili işlemler sırasında veya patentin/faydalı modelin geçerliliği süresince, koruma kapsamının belirlenmesinde patent/faydalı model başvurusu veya patent/faydalı model sahibinin beyanlarının dikkate alınacağı” hükmü yanlış yorumlanmaya açık olup, bu şekilde yanlış yorumlamaya bağlı olarak da başvuru ya da patent/faydalı model sahibinin beyanları, istemlerle sınırlanan kapsamın genişletilmesi yolunu açabilir. Bu son derece sakıncalıdır. Bu fıkra hükmü kapsamında kastedilen beyanlar, kapsamın genişletilmesi yönündeki beyanlar olmayıp tam aksine işlemler sırasında veya sonrasında başvuru/belge sahibinin “kapsamın daraltılmasına ilişkin beyanlar”dır. Bu hükmün bu şekilde anlaşılması gerekmektedir. Zira bu yaklaşım uluslararası uygulamalarda hak sahibinin kısıtlayıcı beyanları (file wrapper) doktrini olarak kabul edilmektedir.
Kısıtlayıcı beyanlar doktrinine örnek olarak, aşağıda yer alan istemi kapsayan bir patent başvurusunun işlemleri sırasında başvuru sahibinin bir beyanını örnek olarak gösterebiliriz.
İstem 1: Fincan saplarının kayganlığının önlenmesi (sürtünme katsayısının arttırılması) için sapın fincan tarafının ya da tüm yüzeyinin pürüzlü malzeme ile kaplanmış olması ile karakterize edilen fincan.
Söz konusu patentin başvuru sahibi patentin işlemleri aşamalarında “sapın tümünün pürüzlü veya pürüzlendirilmiş malzemeden yapılmış olması istemlerin kapsamı dışındadır” ya da “bu buluş sapın tümün pürüzlü veya pürüzlendirilmiş malzemeden yapılmış olan fincanları kapsamamaktadır” ifadesini içeren bir beyanda bulunmuş ise bu durumda sapının tamamı pürüzlendirilmiş malzemeden yapılmış olan fincanlar koruma kapsamı dışında olacaktır. Bu durum özellikle hükümsüzlük ve tecavüz hallerinde önemle değerlendirilmesi gereken konudur.
83 üncü maddenin 4 ve 5 inci fıkralarında açıklanan “eşdeğer nitelikte olan unsur” ve “istemlerde talep edilen unsur ile aynı sonucu ortaya çıkaran unsurların eşdeğer kabul edilmesi” ifadelerinin de yorumlanması çok önemlidir. Eşdeğerler doktrini olarak anılan doktrine göre patent ile korunan bir buluşun istemlerinden herhangi bir birinde açıklanan koruma talep edilen unsurların işlev, araçlar ve sonuçları bakımında eşdeğer olması anlamındadır.
Eşdeğerler doktrinine örnek olarak, aşağıda 1 numaralı istemi ve şekilleri yer alan bir patenti geçerli olduğunu varsayarak gösterebiliriz.
Söz konusu patentin 1 numaralı istemini amaç, işlev, araçlar (unsurlar) ve sonuç açısından değerlendirdiğimizde aşağıdaki hususları tesbit edebiliriz.
AMAÇ : Otomobil camlarındaki yoğuşmuş su buharını (buğulanmayı) gidermek
İŞLEV : Elektrik enerjisi ile bir malzeme üzerinde ısı üretmek,
ARAÇLAR / UNSURLAR :
-Şeffaf malzeme,
-Malzeme üzerine yerleştirilmiş,
-Değişik geometrik biçimlerde,
-Tercihen Cu veya Al tel
SONUÇ : Üretilen ısı ile camı ısıtmak, yoğuşmuş su buharını tekrar buharlaştırmak ve cam sıcaklığını yoğuşma sıcaklığının üzerinde tutmak.
Söz konusu patentin geçerli olduğunu varsayarak 3 ayrı alternatif durumu ayrı ayrı değerlendirelim.
Alternatif – 1 : Telin Fe veya Ni veya herhangi bir alaşım olması,
Alternatif – 2 : Tel yerine boru içinde kimyasal karışım kullanılması, elekrik enerjisi verilerek kimyasal reaksiyon oluşturulması ve ısı üretilmesi
Alternatif – 3 : Tel yerine boru içinde kimyasal karışım kullanılması, elekrik enerjisi ya da mekanik yol ile bir piston herket ettirilip basınç uygulanması, kimyasal reaksiyon oluşturulması ve ısı üretilmesi
Her 3 alternaif de ilk bakışta, sözkonusu 1 numaralı istemde belirtilen korunan unsurları aynen içermemektedir. Bu durumda hemen tecavüzün olmadığını iddia etmek doğru olmaz. Zira farklı olduğu düşünülen unsurların, amaç, işlev ve sonuç açısından değerlendirilmesi gerekir. Şöyle ki;
Alternatif 1; 1’de telin bakır (Cu) veya aluminyum (Al) yerine demir (Fe) veya nikel (Ni) ya da herhangi bir alaşım olması bir farklılık olarak değrlendirilmemelidir. Zira tümü metal veya metal alaşımıdır ve eşdeğerdir. İşlev ve elde edilen sonuç da aynı olduğuna göre tecavüzün varlığı iddia edilecektir. Eğer bu farklılık beklenmeyen bir sonuç doğuruyor ise bu durumda tecavüzün olmadığı iddia edilir.
Alternatif; 2’de tel yerine boru içinde kimyasal karışım kullanılmakta, karışıma elekrik enerjisi verilerek kimyasal reaksiyon oluşturulmakta ve böylece ısı üretilmektedir. Bu durumda araçlar (unsurlar) metal veya alaşım olmayıp kimyasal karışımdır. Karışımın içeriği de önemli olmakla birlikte farklı bir teknik alan uygulaması olarak değelendirilebilir ve elde edilen sonuç aynı olmasına rağmen tecavüzün olmadığı söylenebilir.
Alternatif; 3’de tel yerine boru içinde kimyasal karışım kullanılmakta, elekrik ya da mekanik yol ile bir piston hareket ettirilip basınç uygulanmakta, basınç ile kimyasal reaksiyon oluşturulmakta ve böylece ısı üretilmektedir. Bu durumda araçlar (unsurlar) metal veya alaşım olmayıp kimyasal karışımdır. Karışımın içeriği de önemli olmakla birlikte, karışıma doğrudan elektrik verilmediği, kimyasal reaksiyon basınç ile oluşturulduğu ve farklı bir teknik alan uygulaması olduğu için tecavüzün olmadığı söylenebilir.
İhlal ve tecavüz hallerinde yapılması gereken tüm bu değerlendirmelerin,
-hem buluşun ilgili olduğu teknik alanda uzman,
-hem de patent/faydalı model işlemleri ve koruma kapsamı hakkında yeterli düzeyde bilgi sahibi olan
uzmanlarca yapılması önem taşımaktadır.
551 Sayılı KHK’de usul patentleri ile ilgili olarak düzenlenen 84 üncü madde hükümlerine göre (TRIPS madde 34 ile uyumlu olarak) ispat yükümlülüğü tecavüz ettiği iddia edilene aittir. 136 ncı maddenin 2 nci fıkrasında da “usule tecavüz etmeksizin ürünü ürettiğini iddia eden davalı bunu ispat etmekle yükümlüdür” hükmü yer almaktadır. Bu durumda, öncelikle ortaya koyulması gereken husus, patentin usul patenti olup olmadığıdır.
5- PATENT VE FAYDALI MODEL BELGELERİNİN HÜKÜMSÜZLÜK HALLERİ
Patent veya Faydalı modelin hükümsüzlüğü 551 Sayılı KHK’nin 129, 130, 131, 165 inci maddelerinde hüküm altına alınmıştır.
Patent veya Faydalı Model Belgesi isteme hakkı ve Gasp ile ilgili hükümler ise 551 Sayılı KHK’nin 11-15 inci maddelerinde yer almaktadır.
Faydalı Model Belgesinin yayınına itiraz etmeyen kişilerin hükümsüzlük davası açamayacaklarına ilişkin 165 inci maddenin son fıkrası; Anayasa Mahkemesinin 23.03.2004 tarih ve 2001/1 Esas ve 2004/36 Sayılı Kararı ile “Anayasa’nın 36. maddesinde, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” denilerek dava açma hakkına yer verildiği, ancak bu maddenin, Anayasa’nın 91. maddesi ile sıkıyönetim ve olağanüstü haller dışında kanun hükmünde kararnamelerle düzenleme yapılamayacağı belirtilen ikinci kısmının ikinci bölümünde yer aldığından dava açma hakkını ilgilendiren düzenlemenin kanun hükmünde kararnamelerle yapılmasının olanaklı olmadığı ve sözkonusu fıkranın Anayasa’nın 91. maddesine aykırı olduğu gerekçesi ile iptali gerektiği, konunun diğer Anayasa kuralları yönünden incelenmesine gerek görülmeksizin” iptal edilmiştir. Dolayısıyla, Faydalı Model Belgesinin hükümsüzlüğü davasının açılması için bir ön koşul
niteliğinde olan yasal üç aylık süre içerisinde itiraz etmiş olmak zorunluluğu ortadan kalkmış, hükümsüzlük davası, zarar gören herkesin açabileceği bir dava haline gelmiştir.
Patent ve faydalı model belgelerinin hükümsüzlüğü konuları;
-Patent belgesinin hükümsüzlüğü ile ilgili genel hükümler ve hükümsüzlük talepleri,
-Faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü ile ilgili genel hükümler ve hükümsüzlük talepleri,
-İncelemeli patentin hükümsüzlüğü talepleri,
– İncelemesiz patentin hükümsüzlüğü talepleri,
– EPO patentinin hükümsüzlüğü talepleri,
– Tecavüzün olmadığına ilişkin iddialar (menfi tesbit)
başlıkları altında aşağıda irdelenmektedir.
3.1-Patent belgesinin hükümsüzlüğü ile ilgili genel hükümler ve hükümsüzlük talepleri
Patent belgesinin hükümsüzlüğü ile ilgili genel hükümler 551 Sayılı KHK’nin 129, 130 ve 131 inci maddelerinde yer almaktadır. Bu maddelerdeki hükümler birarada değerlendirildiğinde;
Patentin hükümsüzlüğü için,
-Patent konusunun, patent verilme kriterleri ile ilgili 5 inci ila 10 uncu maddelerde belirtilen, patent verilebilirlik şartlarına sahip olmadığının,
-Buluşun, buluş konusunun ilgili olduğu teknik alanda bir uzmanın onu uygulamaya koyabilmesini mümkün kılacak yeterlikte, açık ve tam olarak tanımlanmadığının;
-Patent konusunun, yapılmış olan başvurunun kapsamı dışına çıktığı veya patentin buluşun bütünlüğü ile ilgili 45 inci madde anlamında ayrılmış olan bir başvuruya veya Patent isteme hakkının gasbı ile ilgili 12 inci maddeye göre yapılan bir başvuruya dayandığı ve onların kapsamlarını aştığının;
-Patent sahibinin, patent isteme hakkı ile ilgili 11 inci maddeye göre patent isteme hakkına sahip bulunmadığının,
ispat edilmesi gerekir.
Patent sahibinin, patent isteme hakkı ile ilgili 11 inci maddeye göre patent isteme hakkına sahip bulunmadığı hakkındaki iddia, ancak, buluşu yapan veya halefleri tarafından ileri sürülebilir. Bu durumda, bu Kanun Hükmünde Kararnamenin patent isteme hakkının gasbı ile ilgili 12 nci maddesi hükümleri uygulanır ve hak sahibi,
-Gasbın söz konusu olduğu dava konusu önceki patent başvurusunun kendi başvurusu olarak kabul edilmesini ve işlem görmesini isteyebilir, veya
-Aynı rüçhan hakkından yararlanarak aynı buluş için yeni bir patent başvurusu yapabilir (Bu başvuru ilk başvurunun tarihi itibariyle işlem görür. Bu durumda, gasbın söz konusu olduğu başvuru hükümsüz kalır). veya
-Gasbın söz konusu olduğu başvurunun red edilmesini talep edebilir.
Patentin hükümsüzlüğü talebi patentin bazı istemleri için yapılabilir. Bu talep, patentin kısmi hükümsüzlüğü anlamındadır. Ancak herhangi bir istemin kısmen hükümsüzlüğü talep edilemez, edilse dahi herhangi bir istem kısmen hükümsüz kılınamaz.
Patentin hükümsüzlüğünü, zarar gören kişiler, Cumhuriyet Savcıları kanalıyla ilgili resmi makamlar ve aynı buluş ile ilgili patent isteme hakkına sahip kişiler talep edebilir.
Patentin hükümsüzlüğü, koruma süresinin devamınca veya hakkın sona ermesini izleyen beş yıl içinde dava edilebilir. Bu hüküm patent hakkının herhangi bir nedenle sona ermesinden (patentin süresinin dolmasından, yıllık ücretlerin ödenmemesinden gibi) 5 yıl sonrasına kadar talep edileceği anlamındadır.
Patentin hükümsüzlüğü davası, davanın açıldığı anda Patent Sicili’nde patent sahibi olarak kayıtlı kişiye karşı açılır.
Patentin hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde, kararın sonuçları geçmişe etkili doğar ve patent veya patent başvurusuna, hukuki bakımdan sağlanan koruma, hükümsüzlük kapsamında doğmamış sayılır.
Hükümsüzlük geriye dönük olarak, (patent sahibinin kötü niyetli olarak hareket etmesinden kaynaklanan zararın giderilmesine ilişkin tazminat talepleri saklı kalmak üzere),
a – Patentin hükümsüz sayılmasından önce, bir patente tecavüz sebebiyle verilen hukuken kesinleşmiş ve uygulanmış kararları;
b – Patentin hükümsüzlüğüne karar verilmeden önce, yapılmış ve uygulanmış sözleşmeleri, (ancak, hal ve şartlara göre, haklı sebepler ve hakkaniyet düşüncesi ile sözleşme uyarınca ödenmiş bedelin kısmen veya tamamen iadesi mümkündür)
etkilemez.
3.2- Faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü ile ilgili genel hükümler ve hükümsüzlük talepleri
Faydalı Model belgesinin hükümsüzlüğü ile ilgili genel hükümler 551 Sayılı KHK’nin 165 inci maddesinde yer almaktadır. Bu maddedeki hükümler değerlendirildiğinde;
Faydalı Model belgesinin hükümsüzlüğü için,
a – Faydalı model belgesi konusunun, faydalı model belgesi verilme kriterleri ile ilgili 154, 155 ve 156 ncı maddelerinde belirtilen hükümlere aykırılığının,
b – Faydalı model belgesi konusu buluşun, buluş konusunun ilgili olduğu teknik alandaki bir uzmanın onu uygulamaya koyabilmesini mümkün kılacak yeterlikte, açık ve tam olarak tanımlanmadığının,
c – Faydalı model belgesi konusunun, faydalı model belgesi verilmesi için yapılmış olan başvurunun kapsamı dışına çıktığının veya faydalı model belgesinin buluşun bütünlüğü ile ilgili 45 inci madde anlamında ayrılmış olan bir başvuruya veya Patent isteme hakkının gasbı ile ilgili 12 inci maddeye göre yapılan bir başvuruya dayandığı ve onların kapsamlarını aştığının,
d – Faydalı model belgesi sahibinin, faydalı model belgesi isteme hakkı ile ilgili 157 nci maddeye göre faydalı model belgesi isteme hakkına sahip bulunmadığının,
ispat edilmesi gerekir.
Faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü davası,
-Zarar gören üçüncü kişiler veya Cumhuriyet Savcılığı vasıtasıyla ilgili resmi makamlar, veya
-Faydalı model belgesi isteme hakkına sahip kişiler
tarafından açılabilir.
Faydalı model sahibinin, faydalı model isteme hakkı ile ilgili 157 nci maddeye göre faydalı model isteme hakkına sahip bulunmadığı hakkındaki iddia, ancak, buluşu yapan veya halefleri tarafından ileri sürülebilir. Bu durumda, bu Kanun Hükmünde Kararnamenin Patent isteme hakkının gasbı ile ilgili 12 nci maddesi hükümleri uygulanır ve hak sahibi,
-Gasbın söz konusu olduğu dava konusu önceki faydalı model başvurusunun kendi başvurusu olarak kabul edilmesini ve işlem görmesini isteyebilir, veya
-Aynı rüçhan hakkından yararlanarak aynı buluş için yeni bir faydalı model başvurusu yapabilir (Bu başvuru ilk başvurunun tarihi itibariyle işlem görür. Bu durumda, gasbın söz konusu olduğu başvuru hükümsüz kalır), veya
-Gasbın söz konusu olduğu başvurunun red edilmesini talep edebilir.
551 Sayılı KHK’nin 165 inci maddesinin üçüncü fıkrası “Zarar gören üçüncü kişilerin ve ilgili resmi makamların faydalı model belgesinin hükümsüzlüğünü talep edebilmeleri için, (faydalı model belgesinin yayını sonrası itiraz ile ilgili olan) 161 inci maddeye göre itiraz yapmış olmaları şarttır” hükmünü amirdir. Bir başka ifade ile bu hüküm “faydalı model belgesi başvurusunun yayınına itiraz etmeyenlerin (faydalı model isteme hakkı sahipleri hariç) hükümsüzlük talebi ile dava açamayacakları anlamındadır.
Ancak, 551 Sayılı KHK’nin 165 inci maddesinin üçüncü fıkrasının Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından konu Anayasa Mahkemesine götürülmüş ve yukarıda açıklandığı üzere sözkonusu fıkra (551 Sayılı KHK madde 165 fıkra 3) Anayasa Mahkemesi tarafından 21.04.2004 tarih ve 25440 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Karar ile iptal edilmiştir. Bu durumda faydalı model belgesinin yayınına itiraz etmeyenlerin de hükümsüzlük davası açma yolu açılmış bulunmaktadır.
Faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü, patentlerdeki durumdan farklı olarak sadece koruma süresinin devamınca talep edilebilir. Oysa patentlerde hakkın sona ermesinden itibaren 5 yıllık bir süre içinde de hükümsüzlük davası açılması söz konusudur.
Faydalı modelin hükümsüzlüğü talebi, patentlerde olduğu gibi faydalı modelin bazı istemleri için yapılabilir. Bu talep, faydalı modelin kısmi hükümsüzlüğü anlamındadır. Ancak herhangi bir istemin kısmen hükümsüzlüğü talep edilemez, edilse dahi herhangi bir istem kısmen hükümsüz kılınamaz.
KHK nin 156 ncı maddesine dayanılarak açılan Faydalı Model Belgesinin hükümsüzlüğü davasında, davacı yanın talebi üzerine dava açıldığının Türk Patent Enstitüsü Resmi Patent Siciline işlenmesi ve Resmi Patent Bülteninde ilan edilmesi halinde, Faydalı Model Belgesi sahibi, söz konusu dava sonuçlanıncaya kadar, Faydalı Model Belgesinden doğan haklarını üçüncü kişilere karşı ileri süremez hale gelmektedir. Ancak bu durumda dikkate alınması gereken husus, Faydalı Model Belgesi sahibinin, dava sonunda haklı çıkması halinde uğrayacağı zararların tazminidir. Çünkü aynı maddede, belge sahibinin zararı olduğu taktirde bu zararın tazmini ile ilgili hükümler saklı tutulmuştur.
Yukarıda da açıklandığı üzere faydalı model başvurularında itirazlara rağmen belge verilebilmektedir. Bu durum ile ilgili olarak, “üçüncü kişilerin gerekçeli itirazlarının başvuru sahibi tarafından dikkate alınmaksızın faydalı model belgesinin verilmesi ve yapılan itirazla illiyeti nedeniyle, mahkeme tarafından bu maddeye göre faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde,itirazda bulunmuş olan zarar gören üçüncü kişilerin, hükümsüzlüğüne karar verilen faydalı model belgesi sahibinden tazminat talep etme hakkı doğacağı 165 inci maddenin son fıkrasında hüküm altına alınmıştır.
3.3- İncelemeli patentin hükümsüzlüğü talepleri
Verilmiş bir incelemeli patent ile ilgili olarak TPE nezdinde yapılacak patentin verilmesi ile ilgili herhangi bir işlem (yıllık ücret ödemeleri, devir, lisans vs’nin sicil kayıt işlemleri) yoktur. 551 Sayılı KHK’nin 129, 130 ve 131 inci maddelerinde yer alan hükümler kapsamında incelemeli bir patent için hükümsüzlük davası görevli ve yetkili Mahkemede açılır ve patentin kısmen ya da tamamen hükümsüzlüğüne ya da davanın reddine Mahkeme tarafından karar verilir.
3.4- İncelemesiz patentin hükümsüzlüğü talepleri
İncelemesiz patentin hükümsüzlüğü talepleri ile ilgili değerlendirmeleri yapmadan önce;
-İncelemesiz patentin gerekçesi,
-incelemesiz patentin verildiği ana kadarki işlemler ile sonraki işlemler,
-Patentlerin hükümsüzlüğü talebinin incelemesi patentlere uygulanabilirliği,
hususlarının iredelenmesi gerekmektedir.
İncelemesiz patentin amacı ve gerekçesi;
İncelemesiz patent verilmesinin temel amacı, başvuru sahibinin araştırma raporunu elde ettikten sonra,
-Buluşunun patentlenebilirliği ile ilgili olarak ayrıntılı bilgi sahibi olup, buluş konusu ürünü üretmek ve pazarlamak için gerekli planları ve analizleri yapmak için zaman kazanmasını sağlamak,
-İnceleme ücretlerinin daha sonra ödenerek inceleme talebinin ertelenmesine olanak sağlamak,
olarak sıralanabilir.
Bu gerekçeler ve amaçlar dikkate alındığında, incelemesiz sistemin aslında, patentle sağlanan her türlü hakkın, başvurunun incelemesi yapılmadan başvuru sahibine verilmesi sistemi olmayıp, sadece patentle sağlanması olası hakların elde edilmesi aşamalarından biri olan inceleme işleminin ertelenmesi hakkı olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır. Zira başvuru sahibi, araştırma raporunu aldıktan sonra incelemesiz patent talep ederek, başvurunun incelemeli patent verilmesi için gereken inceleme talebini başvurudan itibaren 7 yıl süre ile erteleyebilmekte ve böylece araştırma raporunun içeriği nasıl olursa olsun, incelemesiz patent elde edebilmektedir. İncelemesiz patent kısaca, incelemeli olarak verilmesi gereken patentin ve onun doğuracağı hakların başvurudan itibaren 7 yıl süre ile ertelenmesinden başka birşey değildir. İncelemesiz olarak verilmiş bir patentin incelemeli verilmiş bir patent ile eşit haklar doğuracağının düşünülmesi bile mümkün değildir.
incelemesiz patentin verildiği ana kadarki işlemler ile sonraki işlemler,
İncelemesiz patent verilmesi ile ilgili hükümler 551 Sayılı KHK’nin 60 ıncı maddesinde tanımlanmıştır.
Bu madde hükümlerine göre, patent başvurusunun araştırma raporunun yayınlanmasından itibaren 6 ay içine araştırma raporunun içeriği hakkında, ilgili belgeleri de eklemek suretiyle, görüşlerini Enstitü’ye bildirebilirler. 6 aylık sürenin dolmasından sonra, Enstitü, üçüncü kişiler tarafından araştırma raporu ile ilgili olarak bildirilen yazılı görüşleri, görüşleri kanıtlayan belgeler ile birlikte, başvuru sahibine bildirir. Başvuru sahibi kendisine yapılan bildirimden itibaren 3 ay içinde araştırma raporu ile ilgili kendi görüşlerini ve üçüncü kişilerin araştırma raporuna ilişkin görüşlerine karşı görüşlerini ileri sürebilir ve gerekli görürse istem veya istemlerinde değişiklik yapabilir.
Bu 3 aylık süre içinde başvuru sahibinin cevap verip vermemesine bakmaksızın, eğer incelemeli sitem seçilmemiş ve inceleme talebi yapılmamışsa, incelemsiz patent verilmesine karar verir. Başvuru sahibi bu karara göre gerekli ücretleri süresinde ödediği takdirde Enstitü, başvuru tarihinden itibaren yedi yıl süre ile geçerli olmak üzere, incelemesiz patenti verir ve patentin verildiğini ilgili bültende ilan eder. Buradan anlaşılan başvuru sahibi araştırma raporuna ve varsa itirazlara cevap vermese dahi ve hatta incelemesiz patent verilmesini talep etmese dahi, daha da ötesi başvuru konusu buluş, patent verilme kriterlerine hiçbir şekilde uygun olmayan bir buluş olsa dahi, gerekli ücretleri (yıllık ücretler ve belge ücreti) ödediği takdirde “patentin konusunun gerçekliliği ve yararlılığı devletçe garanti edilmeksizin” kendisine incelemesiz patent verilebilir.
Bu açıklama ve yorumlara ilaveten 551 Sayılı KHK’nin 70 inci maddesinin 2 nci fıkrasındaki “incelemesiz patent verilmesi sistemine göre verilen patentin yeniliğinin olmadığı veya tekniğin bilinen durumunun aşılmadığı konuları, itiraz konusu yapılamaz.” hükmünü de dikkate almak gerekir. Bu hüküm, incelemesiz patentin sadece patent verilme kriterlerine uygun olmayan değil, aynı zamanda şekli açıdan da patent verilme ile ilgili işlemlere aykırı olan patent başvurularına verildiğini göstermektedir.
551 Sayılı KHK’nin 60 ıncı maddesi hükümlerine göre incelemesiz verilen patentin incelenmesi için talep yapılması şarttır. Bu talep, patent sahibi veya üçüncü kişiler tarafından, başvuru tarihinden itibaren en geç yedi yıl içinde yapılabilir. İnceleme ile ilgili ücretin, talebi yapan tarafından ödenmesi şarttır.
Başvuru sahibi ya da üçüncü kişiler tarafından inceleme talebinin, incelemesiz patentin başvuru tarihinden itibaren en geç yedi yıl içinde yapılmaması halinde patent hakkı sona erer. Yedi yıllık sürenin geçmesinden sonra, inceleme talebi yapılamaz.
551 Sayılı KHK’nin 60 ıncı maddesine göre, başvuru tarihinden itibaren en geç yedi yıl içinde inceleme yapılmasının talep edilmesi halinde, 62 nci maddede düzenlenen incelenerek patent verilme sistemi hükümleri uygulanır. Üçüncü kişilerin 62 nci maddenin ikinci fıkrası hükmüne göre patent verilebilirlik şartları açısından itiraz edebilmelerini sağlamak amacıyla, incelemesiz verilen patentin, inceleme talebinin yapıldığı ilgili bültende ilan edilir.
Tüm bu açıklamalardan açıkça ortaya çıkan husus, incelemesiz patentin, kendisine ne patent verilme kriterlerine uymadığı ne de şekli açıdan patent işlemlerine aykırı olduğu iddiası ile itiraz edilemeyen, sadece kendisi ile ilgili olarak inceleme talebi yapılabilen, sadece işlemleri bir süre durdurulmuş bir patent başvurusu olduğudur.
Patentlerin hükümsüzlüğü ile ilgili KHK hükümlerinin, incelemesiz patentlere uygulanabilirliği,
551 Sayılı KHK’nin 129, 130 ve 131 inci maddeleri patentlerde hükümsüzlük ile ilgili hükümleri kapsamaktadır ve bu hükümler patenti hükümsüzlüğünde incelemeli ya da incelemesiz patent olup olmama ayrımını yapmamıştır. Konuya salt madde hükmü açısından baktığımızda incelemesiz verilen patent için hükümsüzlük davasının görevli ve yetkili Mahkemede açılabileceği ve patentin kısmen ya da tamamen hükümsüzlüğüne ya da davanın reddine Mahkeme tarafından karar verilebileceği anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklandığı üzere incelemesiz verilen bir patent ile ilgili olarak, 551 Sayılı KHK’nin 60 ıncı Maddesinin 7 nci fıkrası hükümlerine göre patent süresi boyunca (7 yıl) patent sahibi ya da üçüncü kişiler tarafından inceleme talebinin yapılması mümkündür. Bu talep yapıldıktan sonra 62 nci madde hükümlerine göre incelemeli patent sistemi işlemleri uygulanır. Yapılacak inceleme sonucu rapor(lar) olumlu ise, patentin incelemeli patente dönüşmesi, olumsuz ise patentin verilmemesi yani incelemesiz verilmiş olan patent hakkının sona ermesi söz konusudur.
İncelemesiz verilmiş olan patent ile ilgili olarak TPE nezdinde başvuru sahibi ya da üçüncü kişilerin inceleme talebi yapma hakları var olduğuna ve bu yol her zaman kullanılabilir olduğuna göre, incelemesiz verilmiş patent ile ilgili olarak hükümsüzlük davası açılabilir mi? sorusunun yanıtlanması gerekir. Çünkü sözkonusu patent başvurusunun incelemesi yapılmamıştır. Ayrıca incelemesiz verilmiş bir patent ile ilgili olarak hükümsüzlük davası açılması halinde, aynı zamanda patent sahibi ya da üçüncü kişiler tarafından da inceleme talebi yapılırsa aynı anda bir taraftan Mahkemece diğer taraftan da TPE tarafından (onun adına uluslararası inceleme kuruluşlarından biri tarafından) patentin verilip verilmemesi konusunda iki ayrı inceleme işlemi yürüyor olacaktır. Her iki işlemin sonucunun farklı çıkması da ayrı bir kaos yaratacaktır. Durum bu açıdan da irdelendiğinde incelemesiz verilmiş patent ile ilgili olarak hükümsüzlük davasının açılmaması gerektiği, onun yerine TPE’den inceleme ile ilgili talebin yapılması gerektiği düşünülebilir. Ancak incelemesiz de olsa verilmiş patent belgesi hüküm ifade eden bir belgedir. TPE tarafından verilmiş olan bu belgenin hükümsüz kılınmasına ancak ve sadece Mahkeme tarafından karar verilebileceğinden verilmiş bir incelemesiz patentin hükümsüzlüğü talebinin Mahkemeden istenebilmesi gerekecektir. Bu aşamada verilmiş bir incelemesiz patentin hükümsüzlüğü için Mahkemeden taelpte bulunulabilir ve böyle bir dava derdest iken başvuru sahibi veya üçüncü kişiler TPE’den inceleme talebinde bulunurlar ise Mahkeme inceleme sonucunu bekletici mesele yapabilir ve inceleme raporunun alınmasından sonra karar verebilir.
Tüm bu olayların yanı sıra, incelemesiz verilmiş bir patent ile ilgili olarak aleyhine hükümsüzlük davası açılmış olsa da olmasa da patent sahibi veya üçüncü kişiler 7 yıllık süre içinde TPE’den inceleme talebinde bulunabilirler. Bu inceleme ilk inceleme olup, son inceleme değildir. Zira ikinci ve sonraki inceleme taleplerinin de yapılması söz konusudur. 551 Sayılı KHK hükümleri kapsamında incelemesiz bir patent ile ilgili olarak üçüncü kişilerce yapılacak ilk inceleme talebinden sonraki inceleme taleplerinin de üçüncü kişiler tarafından yapılıp yapılamayacağına ilişkin açık hüküm yoktur.
Tüm bu değerlendirmelerden ayrık olarak incelemesiz patentin hükümsüzlüğü ile ilgili dava açılabileceğine ilişkin Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 25 Nisan 2002 tarih ve 2002/81 Esas ve 2002/3895 Karar Sayılı Kararı mevcuttur. Bu Karar incelemesiz sisteme göre verilmiş bir patentin hükümsüzlüğüne ilişkindir.
Bu Yargıtay kararından çıkarılacak sonuç, incelemesiz patentin hükümsüzlüğü davası açılabileceği yönündedir.
3.5- EPO patentinin hükümsüzlüğü talepleri
Bilindiği üzere Türkiye 1 Kasım 2000 tarihinden itibaren Avrupa Patent Sözleşmesine taraf olmuştur. Bu Sözleşme hükümlerine göre 1 Kasım 2000 tarihinden sonra Avrupa Patent Ofisi’ne (EPO) başvurusu yapılmış ve tüm araştırma ve inceleme işlemleri Avrupa Patent Ofisi tarafından gerçekleştirilerek verilen ve koruma kapsamını gösteren ülkeler arasında Türkiye’nin de yer aldığı (seçildiği) patentler Türkiye’de verilmiş bir patent gibi hüküm ifade ederler. Avrupa Patentlerinin Türkiye’de hüküm ifade etmeleri ile ilgili durumlar;
-EPO’ya başvurusu yapılmış ve EPO tarafından yayınlanmış başvuruların Türkiye’de hüküm ifade etmesi,
-EPO tarafından verilmiş bir Avrupa Patentinin Türkiye’de hüküm ifade etmesi,
başlıkları altında aşağıda açıklanmaktadır.
EPO’ya başvurusu yapılmış ve EPO tarafından yayınlanmış başvuruların Türkiye’de hüküm ifade etmesi,
EPO’ya başvurusu yapılmış ve EPO tarafından yayınlanmış bir Avrupa Patenti başvurusunun Türkiye’de hüküm ifade etmesi için söz konusu başvurunun istemlerinin Türkçe tercümesinin Türk Patent Enstitüsü’ne verilmesi ve istemlerin TPE tarafından Resmi Patent Bülteninde (T3 türü yayın) yayınlanmış olması gerekir. Bu aşamadan itibaren söz konusu başvuru geçici korumaya hak kazanmış olur ve başvuru sahibinin Türkiye’de, başvurudan doğan haklarını kullanabilmesini sağlar. Bu verilmiş Avrupa Patenti değildir.
EPO tarafından verilmiş bir Avrupa Patentinin Türkiye’de hüküm ifade etmesi,
EPO tarafından verilmiş ve koruma kapsamındaki ülkeler arasında Türkiye’nin de seçildiği bir Avrupa Patentinin Türkiye’de hüküm ifade edebilmesi için, patentin verildiğinin EPO Bülteninde yayınından itibaren 3 ay içinde tarifname, istemler ve özetinin Türkçe tercümesinin ve şekillerinin Türk Patent Enstitüsü’ne verilmesi ve verilen Avrupa Patentinin fasikülünün TPE tarafından Resmi Patent Bülteninde (T4 türü yayın) yayınlanmış olması gerekir. Bu aşamadan itibaren söz konusu Avrupa Patenti Türkiye’de verilmiş bir patent olarak işlem görür ve patent sahibinin Türkiye’de, patentten doğan haklarını kullanabilmesini sağlar.
EPO’ya başvurusu yapılmış ve EPO tarafından yayınlanmış başvuruların işlemleri EPO nezdinde yürütülmekte olduğundan bu başvurularla ilgili işlemler de EPO nezdinde ve Avrupa Patent Sözleşmesi hükümleri kapsamında yürütülmek zorundadır. Başvuru halindeki bir Avrupa patenti ile ilgili olarak patent verilme krtierlerine haiz olmadığı iddiası ancak Avrupa Patent Ofisine üçüncü kişi görüşü olarak bildirilebilir. Bu bir itiraz olmayıp sadece üçüncü kişi görüşüdür. EPO bu görüşü gerekli görürse dikkate alır.
EPO tarafından verilmiş ve koruma kapsamındaki ülkeler arasında Türkiye’nin de seçildiği bir Avrupa Patentinin hükümsüzlüğü iddiası ise;
-patentin verildiğinin EPO Bülteninde yayınından itibaren 9 ay içinde EPO nezdinde itiraz dosyalanması,
-Türkiye’de patentin hükümsüzlüğü davası açılması
olmak üzere 2 yolla ileri sürülebilir.
Bunlardan EPO nezdindeki itirazın kabul edilmesi halinde söz konusu patent, verilecek karara göre kısmen ya da tamamen, verildiği tüm ülkelerde hükümsüz olur. Türkiye’de açılacak EPO patentinin hükümsüzlük davası kabul edilerek patentin kısmen ya da tamamen hükümsüz kılınmasına karar verilirse, bu karar sadece Türkiye için geçerli olur ve patent, verildiği diğer ülkelerde geçerliliğini sürdürür.
6- İHLAL VE TECAVÜZ HALLERİ
Patent ve Faydalı Model haklarına ilişkin ihlal ve tecavüz halleri 551 Sayılı KHK’nin 136 ncı maddesinde hüküm altına alınmıştır.
136 ncı maddeye göre patent/faydalı model haklarına tecavüz sayılan fiiller, hak sahibinin izni olmaksızın,
a- buluş konusu ürünü kısmen veya tamamen üretme sonucu taklit etmek,
b- tecavüz yoluyla üretilen ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için ithal etmekle veya bir başka amaçla elde bulundurmak veya uygulamaya koymak suretiyle kullanmak,
c- buluş konusu olan usulü kullanmak veya buluş konusu usulle doğrudan doğruya elde edilen ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal etmek,
d- kendisine lisans(lar) yoluyla tanınan hakları izinsiz genişletmek,
e- yukarıda belirtilen fiillere iştirak veya yardım veya bunları teşvik etmek veya kolaylaştırmak.
f- Kendisinde bulunan ve haksız olarak üretilen veya ticaret alanına çıkarılan eşyanın nereden alındığını veya nasıl sağlandığını bildirmekten kaçınmak.
şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Patent veya Faydalı modelden doğan haklar ile ilgili ihlal ve tecavüz hallerinde uygulanacak hukuki yaptırımlar 551 Sayılı KHK’nin 146, 137, 150, 151, 152, 153, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145 ve 147 nci maddelerinde hüküm altına alınmıştır.
Patent/faydalı model sahibinin (ya da başvurusu sahibinin) hukuk davaları kapsamında
Mahkemeden talepleri 551 Sayılı KHK’nin 137 nci maddesinde hüküm altına alınmıştır. Bu hükümlere göre patent/faydalı model sahibi veya başvuru sahibi Mahkemeden;
a – Patentten doğan haklara tecavüz fiillerinin durdurulması,
b- Tecavüzün giderilmesi ve maddi manevi zararın tazmini,
c- Patentten doğan haklara tecavüz suretiyle üretilen veya ithal edilen ürünlere, bunların üretiminde doğrudan doğruya kullanılan araçlara ve patente bağlı bir usulün kullanımını sağlayan araçlara el konulması,
d- Mümkün olduğu takdirde bu fıkranın üçüncü bendi uyarınca el konulan ürün ve araçlar üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması talebi; Bu durumda, söz konusu ürünlerin değeri, tazminat miktarından düşülür. Bu değer, kabul edilen tazminatı aştığı zaman, patent sahibinin fazlayı karşı tarafa ödemesi gerekir.
e- Patentten doğan haklara tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle bu maddenin üçüncü bendine göre el konulan ürünlerin ve araçların şekillerinin değiştirilmesi veya patentten doğan haklara tecavüzün önlenmesi için, kaçınılmaz ise, imhası,
f- Patentten doğan haklara tecavüz eden kişi aleyhine verilen mahkeme kararının masrafları tecavüz eden tarafından karşılanarak, ilgililere tebliğ edilmesi ve kamuya ilan yoluyla duyurulması.
taleplerinde bulunabilir.
Patent/faydalı model başvurusundan ya da verilmiş patent/faydalı model belgesinden doğan hakları ileri sürmeye yetkili (başvuru ya da belge sahibi) kişi(ler)in “tecavüzün tespiti” ve “ihtiyati tedbir talebi ve ihtiyat-i tedbirin niteliği” hakkındaki hükümler 551 Sayılı KHK’nin 150 ila 153 üncü maddelerinde hüküm altına alınmıştır.
Delillerin (tecavüzün) tesbiti ve ihtiyat-i tedbir taleplerinde, aşağıdaki hususların öncelikle, değerlendirilmesi gerekmektedir.
Söz konusu hakkın ileri sürülmesindeki dayanak patent/faydalı model başvurusu ise;
-Dava konusu patentin/faydalı model başvurusunun ilgili Bülten’de yayınlanıp yayınlanmadığının,
-Yayınlanmamışsa, tecavüz ettiği iddia edilen kişinin başvurudan haberdar edilip edilmediğinin,
-Yayın (veya ilgilinin haberdar edilme) tarihi itibariyle buluşun korunan unsurlarını içeren istemlerinin neler olduğunun ve neleri kapsadığının,
-Dava konusu başvuru patent başvurusu ise, araştırma raporunun ve inceleme raporunun düzenlenip düzenlenmediğinin,
-Yıllık ücretlerinin tamamının süreleri içinde ödenip ödenmediğinin,
-Davacının hak sahipliğinin var olup olmadığının,
araştırılması ve değerlendirilmesi şarttır.
Dayanak verilmiş patent veya faydalı model belgesi ise;
-Patent ise verilen patentin incelemesiz ya da incelemeli patent olarak mı verildiğinin,
-Faydalı model ise itiraz edilip edilmediğinin,
-Verilmiş patent/faydalı modelin istemlerinin neler olduğunun ve neleri kapsadığının,
-Yıllık ücretlerinin tamamının süreleri içinde ödenip ödenmediğinin,
-Davacının hak sahipliğinin var olup olmadığının,
araştırılması ve değerlendirilmesi şarttır.
Bu araştırma ve değerlendirmelerden sonra ihlal ya da tecavüz ettiği iddia edilenin ürün(ler) ile yayınlanmış (ya da ilgilinin bilgisine sunulmuş) patent/faydalı model başvurusunun/belgesinin korunan unsurlarını içeren istemlerinin ayrı ayrı ve karşılaştırmalı olarak incelenmesi gerekir. Burada dikkatle değerlendirilmesi gereken husus, tecavüz ettiği iddia edilenin ürünü ile patent/faydalı model belgesinin istemlerinin karşılaştırılmasının gerektiğidir. Her iki tarafa ait ürünlerin karşılaştırılması, patent ya da faydalı model belgesine tecavüz davasında yanılgıya yol açabilir.
Yukarıda açıklanan tüm araştırma, inceleme ve değerlendirmeler sadece tesbit ya da ihtiyat-i tedbir talepli davalarda değil, tazminat vs. talepli hukuk davalarında ve ceza davalarında da titizlikle yapılmak zorundadır.
3- MAHKEMELERDE TEKNİK UZMANLARIN (BİLİRKİŞİLERİN) ÖNEMİ VE ROLÜ
Patent veya faydalı model hakları ile ilgili olarak Mahkemelerde teknik bilirkişilerin rolünün irdelenmesinden önce özellikle, hükümsüzlük ve tecavüz davalarında değerlendirilmesi gereken hususların irdelenmesi gerekir.
Verilmiş patent ya da faydalı modelin hükümsüzlüğü ile ilgili davalarda; davacının taleplerine göre,
-Patent/faydalı model konusunun, dosyaya sunulan dokümanlar ile karşılaştırmalı olarak incelenip patent/faydalı model patent verilebilirlik şartlarına sahip olup olmadığının,
-Patent/faydalı model konusunun, ilgili olduğu teknik alanda bir uzmanın onu uygulamaya koyabilmesini mümkün kılacak yeterlikte, açık ve tam olarak tanımlanıp tanımlanmadığının;
-Verilen patent/faydalı model belgesinin kapsamının, başvurunun ilk aşamasındaki kapsamı aşıp aşmadığının;
-Verilen patent/faydalı model belgesinin kapsamının, buluşun bütünlüğü ilkesi ile ilgili olarak ayrılmış olan bir başvuruya (bölünmüş başvuruya) dayanmış olması durumunda kapsamın, ilk başvuru aşamasındaki kapsamı aşıp aşmadığının;
-Patent isteme hakkının gaspı durumunda, verilen patent/faydalı model belgesinin kapsamının ilk başvuru aşamasındaki kapsamı aşıp aşmadığının;
incelenmesi gerekir.
Bu incelemede;
-başvuru veya varsa rüçhan tarihinden önce yayınlanmış dokümanlar veya herhangi bir yolla (üretim satış gibi) kamuya sunmaların, patent/faydalı model başvurusunun ilk kapsamı ile teknik açıdan değerlendirilmesi,
-tarifname ve istemlerin açık olarak yazılıp yazılmadığının ve o konuda teknik bir uzman tarafından anlaşılabilir ve uygulanabilir olup olmadığının değerlendirilmesi,
-verilen patent/faydalı modelin kapsamı ile ilk başvurudaki kapsamın teknik karşılaştırmasının yapılarak kapsam farklılıklarının teknik olarak değerlendirilmesi,
gerekmektedir.
Hükümsüzlük talepli davaların dışında tecavüzün varlığının belirlenmesinde de;
-Patent/faydalı model konusu ürünün kısmen veya tamamen üretilerek taklit edilip edilmediğinin,
-Patent konusu usul ise (usulle ilgili buluşlara faydalı model verilmez), korunan usulün kullanılıp kullanılmadığının veya ürünlerin patent konusu usulle doğrudan doğruya elde edilen ürünler olup olmadıklarının
incelenmesi gerekir.
Bu incelemede;
-patent/faydalı modelin koruma kapsamının belirlenerek, istemlerin, tecavüz ettiği iddia edilenin ürünleri ile teknik olarak karşılaştırılması,
-istemlerde açıklanan koruma altındaki unsurların, tecavüz ettiği iddia edilenin ürün(ler)inde var olup olmadığının tek tek teknik olarak incelenmesi, kısmen (bazı istemler açısından) ya da tamamen (tüm istemler açısından) tecavüz olup olmadığının saptanması,
-Konu usul ile ilgili bir patent ise, koruma altındaki usülün kapsamının saptanması, aynı ürünü üretmek için var olan diğer usüllerin değerlendirilmesi, başka usüllerle de aynı ürünün aynı şekilde üretilip üretilemeyeceğinin araştırılması
gerekmektedir.
Tüm ve bu inceleme ve değerlendirmeler sadece konuda uzman teknik bilirkişiler tarafından yapılabilir. Bu nedenle, Mahkemelerde patent ve faydalı model hakları ile ilgili davalarda (özellikle hükümsüzlük ve tecavüz davalarında) teknik bilirkişilere gereksinim vardır.
Ancak buradan, konuda uzman her teknik kişinin Mahkemelerde bilirkişilik yapabileceği anlamı çıkartılmamalıdır. Zira Mahkemelerde bilirkişilik yapacak teknik kişilerin aynı zamanda patent ve faydalı model işlemleri, araştırma raporları, itirazlar, inceleme raporları, araştırma raporu ve inceleme raporuna verilen cevaplar (karşı görüşler), istemlerde yapılan değişiklikler gibi uygulamalar hakkında da bilgi sahibi olmaları önemle gerekmektedir. Aksi takdirde eksik inceleme söz konusu olabilir.
Bu nedenle hem konuda teknik bilgi ve deneyime sahip hem de patent/faydalı model uygulamaları konusunda bilgili teknik bilirkişilere, patent ve faydalı model hakları ile ilgili davalarda önemle gereksinim vardır.
4- PATENT ENSTİTÜSÜ’NÜN TECAVÜZ DAVALARINDAKİ ROLÜ
Türk Patent Enstitüsü 24 Haziran 1994 tarihinde 544 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kurulmuştur. 544 Sayılı KHK 19.11.2003 tarihinde 5000 Sayılı Kanun ile değiştirilmiştir. 5000 Sayılı Kanunun 3 üncü maddesi TPE’nün görevlerini hüküm altına almıştır. Bu maddenin 1 inci fıkrasının (b) bendi,TPE ile ilgili olarak “Zorunlu lisans işlemlerinde arabuluculuk faaliyetlerinde bulunur ve Mahkemelerde bilirkişilik yapar” hükmünü amirdir.
Hem bu hüküm hem de patent uygulamalarını yakından bildikleri ve özellikle korunan unsurları içeren istemleri en iyi şekilde yorumlayabildikleri için Türk Patent Enstitüsü bünyesinde Patent Dairesinde görev yapan patent uzmanları, patent uzman yardımcıları, mühendisler ve teknik bilgi ve deneyime sahip yöneticiler ile hukuki konularla ilgili olarak Türk Patent Enstitüsü Hukuk Müşavirliğinde görev yapan hukukçular Mahkemelerde patent /faydalı model haklarına tecavüz ile ilgili davalarda bilirkişilik yapabilirler. Mahkemelerde teknik bilirkişilikle ilgili ayrıntılı açıklamalar aşağıda verilmiştir.
Türk Patent Enstitüsü uzmanları ve hukukçularının, Türk Patent Enstitüsü’nün taraf olduğu davalarda ve verilmiş patent ya da faydalı modelin hükümsüzlüğü talepli davalarda bilirkişilik yapmamaları gerekir.
5- UZMAN HÂKİM VE SAVCILAR
Patent ve faydalı model hakları ile işlemler;
-Buluşun teknik bakımdan açıklanması (tarifname ve şekiller),
-Koruma kapsamındaki teknik unsurlar (istemler),
-Araştırma raporu,
-İnceleme raporu,
-Raporlara cevaplar,
-İtirazlar,
-Dosyalarda ileri sürülen önceki dokümanlar,
gibi tümüyle teknik,
-Patent isteme hakkı,
-Hakkın gaspı,
-İşlemler ile ilgili süreler,
-Devir, lisans vs hakları,
gibi konularda da tümüyle hukuki içeriktedir. Bu nedenle patent ve faydalı model hakları ile ilgili uyuşmazlıklarda bu yukarıda sayılan teknik hususlarda en azından genel bilgi sahibi olan ve bu dokümanları genel hatları ile değerlendirebilecek deneyime sahip uzman hakim ve savcıların görev alması önem taşımaktadır.
Patent ve faydalı model hakları ile ilgili davalarda uzman hakim ve savcıların görev alması halinde, çoğu zaman dosya üstünde çok açık unsurların (dokümanların) yer aldığı hallerde konunun bilirkişiye gitmesine gerek olmadan çözümlenmesi söz konusu olabilecektir. Örneğin, yıllık ücretleri ödenmemiş ve bu nedenle sakıt olmuş bir patent/faydalı modele dayalı bir tecavüz davası, ya da böyle bir patent/faydalı modelin hükümsüzlüğü davası bilirkişiye gitmeden reddedilebilir. Ya da tüm inceleme raporları her bakımdan (başvurudaki tüm istemler ya da sonradan değiştirilen tüm istemler için) olumsuz olan bir patent başvurusuna dayanılarak açılmış bir tecavüz davasının bilirkişiye gönderilmesine gerek olmayabilir.
Uzman Hakim ve Savcıların, bilirkişiye (ya da bilirkişi kuruluna) verilen görevi net biçimde belirlemeleri ve bilirkişiden sadece spesifik noktalarda rapor talep etmeleri durumu ortaya çıkacaktır.
6- PATENT VEKİLLERİ VE AVUKATLAR ARASINDAKİ ETKİLEŞM
Bilindiği üzere Mahkemelerde davacı ve davalı tarafları vekaleten temsil etme yetkisi sadece Avukatlarındır. Türk Patent Ensitüsü nezdinde başvuru sahipleri adına işlem yapma yetkisi ise Patent ve Marka Vekillerinindir. Avukatların Vekillik ile ilgili gerekli işlemleri tamamlamak koşulu ile Patent ve Marka Vekili olmaları ve bu görevi ifa etmeleri mümkündür.
Bu hukuki gerçeklerin yanısıra patent ve faydalı model hakları ile ilgili davalarda teknik hususların çokça (hemen hemen her zaman) ön planda olduğu aşikardır. Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davanın niteliğine göre;
-Tarifname ve istemlerin yorumlanarak kapsamın belirlenmesi,
-İleri sürülen önceki tarihli teknik dokümanların karşılaştırmalı değerlendirilmesi,
-Ürün(ler) ile istemlerin karşılaştırılması,
-Araştırma ve inceleme raporlarının yorumlanması,
-Patent işlemlerini içeren işlem dosyasındaki belgelerin teknik değerlendirmelerinin yapılması,
-Hükümsüzlük davası için benzer dokümanların önceden araştırılması ve teknik değerlendirmelerin yapılması,
-Bilirkişi raporlarına karşı görüşlerin (itirazların) teknik değerlendirmeler yapılarak hazırlanması,
-Karşı tarafın bilirkişi raporlarına verdiği karşı görüşlerin değerlendirmesi ve bunlara teknik içerikli karşı görüşlerin hazırlanması,
gibi konularda Avukatlarla Patent vekillerinin işbirliği yapmaları önemle gerekmektedir. Bu şekilde Avukat – Patent Vekili işbirliği yapılarak yürütülecek davalarda olumlu sonuç alınması olasılığı her zaman yüksektir.
Sunum, Av. Samiye Eyuboğlu ve Uğur Yalçıner tarafından gerçekleştirilmiştir.